English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | as (things) go v. | diğerleri/başkaları arasında |
Phrasals | as (things) go v. | diğerlerine/başkalarına kıyasla/bakılırsa |
Phrasals | as (things) go v. | diğerleriyle/başkalarıyla kıyarlarsak |
Phrasals | as (things) go v. | diğerleriyle/başkalarıyla karşılaştırırsak |
Phrasals | as (things) go v. | diğerleriyle/başkalarıyla karşılaştırdığımızda/kıyasladığımızda |
Phrases | ||
Phrases | as (things) go expr. | diğerleri/başkaları arasında |
Phrases | as (things) go expr. | diğerlerine/başkalarına kıyasla/bakılırsa |
Phrases | as (things) go expr. | diğerleriyle/başkalarıyla kıyarlarsak |
Phrases | as (things) go expr. | diğerleriyle/başkalarıyla karşılaştırırsak/karşılaştırdığımızda/kıyasladığımızda |
Phrases | as (things) go expr. | ortalama/standart (bir şeylere/birine) göre |
English | Turkish | |
---|---|---|
Phrases | ||
Phrases | things may not go as planned expr. | evdeki hesap çarşıya uymaz |
Phrases | things may not go as planned expr. | her şey planlandığı gibi gitmeyebilir |
Phrases | things may not go as planned expr. | işler planlandığı gibi gitmeyebilir |
Idioms | ||
Idioms | as things, people go expr. | diğerleri, başkaları arasında |
Idioms | as things, people go expr. | diğerlerine, başkalarına kıyasla |
Idioms | as things, people go expr. | diğerlerine, başkalarına bakılırsa |
Idioms | as things, people go expr. | diğerleriyle, başkalarıyla karşılaştırıldığında |
Speaking | ||
Speaking | things don't go as planned expr. | işler planlandığı gibi gitmiyor |